Yıllık Ücretli İzin Hakkı Nedir? 4857 Sayılı İş Kanunu, Avans İzin Uygulaması ve Yargıtay Kararlar
Çalışma hayatında işçinin en temel haklarından biri olan dinlenme hakkı, Anayasa’nın 50. maddesi ile güvence altına alınmış, 4857 sayılı İş Kanunu’nda ise yıllık ücretli izin kurallarıyla somutlaştırılmıştır. Kanun, bu hakkı işçinin kendi iradesiyle dahi devredemeyeceği veya feragat edemeyeceği şekilde düzenlemiş; işverenin de işçiyi bu haktan mahrum bırakmasını yasaklamıştır. Dolayısıyla yıllık ücretli izin, iş hukukunun en güçlü şekilde korunan sosyal haklarından biridir. Burada yıllık izin hakkının ne zaman doğduğu, izin sürelerinin nasıl belirlendiği, avans yıllık izin uygulaması ve bu hakka ilişkin Yargıtay içtihatları ele alınarak bir değerlendirme yapıldı.
Yıllık Ücretli İzin Hakkı Nedir? 4857 Sayılı İş Kanunu, Avans İzin Uygulaması ve Yargıtay Kararlar
Çalışma hayatında işçinin en temel haklarından biri olan dinlenme hakkı, Anayasa’nın 50. maddesi ile güvence altına alınmış, 4857 sayılı İş Kanunu’nda ise yıllık ücretli izin kurallarıyla somutlaştırılmıştır.
Kanun, bu hakkı işçinin kendi iradesiyle dahi devredemeyeceği veya feragat edemeyeceği şekilde düzenlemiş; işverenin de işçiyi bu haktan mahrum bırakmasını yasaklamıştır. Dolayısıyla yıllık ücretli izin, iş hukukunun en güçlü şekilde korunan sosyal haklarından biridir. Burada yıllık izin hakkının ne zaman doğduğu, izin sürelerinin nasıl belirlendiği, avans yıllık izin uygulaması ve bu hakka ilişkin Yargıtay içtihatları ele alınarak bir değerlendirme yapıldı.
Yıllık İzin Nedir?
Yıllık izin, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 50. maddesiyle güvence altına alınan temel bir dinlenme hakkıdır. 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında çalışanlar için özel bir öneme sahiptir. Çalışan, işe başladığı tarihten itibaren deneme süresi de dahil olmak üzere en az bir yıl aynı işverene bağlı olarak çalıştığında yıllık ücretli izne hak kazanır. Bu hak, kanunla korunan, devredilemeyen ve feragat edilemeyen bir haktır. Dolayısıyla işveren işçiyi bu haktan mahrum bırakamaz, işçi de kendi isteğiyle bu hakkı ücret karşılığında dahi devredemez.
Hafta tatili nasıl vazgeçilmez bir hak ise yıllık izin de aynı şekilde, işçinin yıl boyunca harcadığı emeğin karşılığında bedensel ve ruhsal sağlığını koruması için tanınmıştır. Ancak yıllık izin kullanımı, belirli usul ve kurallara bağlıdır. Bu kurallar, ayrıntılı olarak Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği ile düzenlenmiştir.
Yıllık İzin Ne Zaman Hak Edilir?
Çalışanlar, işe başladıkları tarihten itibaren bir yıllık çalışma süresini tamamladıklarında yıllık ücretli izin hakkı kazanır ve bu izni takip eden hizmet yılı içinde kullanabilir. Örneğin; 01.08.2024 tarihinde işe başlayan bir çalışan, 01.08.2025 günü mesaisini tamamladığında izin hakkını elde etmiş olur. 02.08.2025 gününde itibaren de izin hakkı kullanımına başlanabilir.
Yıllık izin hesabında, çalışanın aynı işverenin farklı işyerlerinde geçirdiği süreler birleştirilir. Ayrıca, fiilen çalışılmayan ancak kanun gereği çalışılmış kabul edilen dönemler de hesaba katılır. Hastalık, analık izni ya da İş Kanunu’nun 66. maddesinde belirtilen süreler bu kapsama dahildir. Buna karşılık ücretsiz izin günleri yıllık izin hesabında dikkate alınmaz.
Kısmi süreli ya da çağrı üzerine çalışanlar, izin hakkı bakımından tam süreli çalışanlarla eşit kabul edilir ve farklı bir uygulamaya tabi tutulamaz. Ancak mevsimlik işçiler, yılın belirli dönemlerinde sınırlı süreyle çalıştıklarından dolayı yıllık ücretli izin hakkı elde edemezler.
Yıllık İzin Süreleri
Yıllık ücretli izin süreleri, 4857 sayılı İş Kanunu ile belirlenmiş olup, çalışanın kıdemine, yaşına göre farklılık göstermektedir. Aşağıdaki tablo konuyu daha net açıklamaktadır (Yer altı işlerinde çalışan işçiler izin yıllık izin süreleri farklılık göstermektedir.).
İşçi Türü
|
İşçinin Kıdemi
|
Yıllık İzin Süresi
|
Normal İşçi
|
1 – 5 Yıl (5. yıl dahil)
|
14 Gün
|
5 – 15 Yıl
|
20 Gün
|
15 Yıl ve Üzeri (15 yıl dahil)
|
26 Gün
|
18 Yaş Altı ve 50 Yaş Üstü İşçiler
|
Kıdeme Bakılmaksızın
|
En az 20 Gün
|
Henüz 1 Yılını Doldurmayan İşçiye Yıllık İzin Verilebilir mi?
Kanun gereği çalışan, yıllık ücretli izne ancak bir yıllık çalışma süresini doldurduktan sonra hak kazanır ve bu izni takip eden hizmet yılında kullanabilir. Ancak uygulamada, çalışanın talebi ve işverenin onayıyla avans yıllık izin verilmesi görülmektedir.
Her ne kadar bu durum kanunda açıkça düzenlenmemiş olsa da çalışan lehine bir uygulama olduğundan yasaya aykırı değildir. Çalışanın talebiyle ve rızası alınarak verilen avans izin, ilerleyen dönemde çalışan yıllık izin hakkı kazandığında, hak edilen toplam izin süresinden mahsup edilir.
Dolayısıyla, kanunda doğrudan hüküm bulunmamakla birlikte, çalışan onayıyla bir yılı doldurmadan da ücretli izin kullanılması hukuken mümkün ve geçerli kabul edilmektedir.
Avans İzin Ücretinden Kesinti Yapılabilir mi?
Hem İş Kanunu’nda hem de Borçlar Kanunu’nda yıllık izin hakkının doğması için temel şart, işçinin en az bir yıl çalışmış olmasıdır. Bununla birlikte, uygulamada tarafların iş sözleşmesi ya da toplu iş sözleşmesi hükümleri çerçevesinde anlaşması veya işveren inisiyatifiyle işçiye henüz bir yıl dolmadan, ileride hak edeceği yıllık izinden mahsup edilmek üzere avans izin verilmesi durumu çok yaygındır.
Avans izin uygulamasında en tartışmalı noktalardan biri, işçinin yıllık izne hak kazanmadan işten ayrılması durumunda, kullanmış olduğu izin günlerine ait ücretin geri alınıp alınamayacağıdır.
Bu konuya ilişkin olarak Yargıtay içtihatları, avans izin konusunda uygulamaya yön veren önemli kararlar içermektedir. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, E. 2016/26145, K. 2020/11957 sayılı kararında; işverenin, işçiye hak ettiğinden fazla yıllık izin kullandırıldığı iddiasıyla parasal iade talep etmesinin hukuki bir dayanağı bulunmadığını açıkça vurgulamıştır.
Sonuç olarak;
İş hayatında henüz bir yıllık kıdemini doldurmamış çalışanlara “avans izin” verilmesi sık karşılaşılan bir uygulamadır. Bu izinler, ileride hak edilecek yıllık izin süresinden düşülmek üzere işverenin inisiyatifiyle ya da toplu iş sözleşmesi ve bireysel iş sözleşmeleri aracılığıyla düzenlenebilmektedir. Ancak burada önemli olan nokta, çalışanın işten ayrılması halinde kullandığı bu izinlerin nasıl değerlendirileceğidir. Uyuşmazlık yaşanmaması için sözleşmelere, “Çalışan, bir yılını tamamlamadan yıllık izin kullanırsa, bir sonraki hak edişlerinden kullanılan avans izin bakiye düşülür. İşçi, bir yılını doldurmadan işten ayrılırsa kullandığı avans izin, o tarihteki günlük ücret esas alınarak alacaklarından mahsup edilir” benzeri hükümlerin eklenmesi ve yazılı bir taahhüt alınabilir. Ancak unutulmamalıdır ki; Bu içerikte bir taahhüt işçiden alınsa bile olası bir kesinti yargıtayın verdiği karara bu durumda aykırılık gösterebilir. Nitekim doktrin görüşleri de burada ikiye bölünmüştür. Bir kısmı işçiden bu tarz bir yazı alındığında işveren kesinti yapabilir görüşünü savunurken bir kısım ise uygulamada genellikle avans izin verilen işçiden iş sözleşmesinin sona ermesi halinde kullandırılan izinlerin ücretini aylık ücretinden mahsup edileceği yününde yazılı onay alınmasının Yargıtay kararı ile ilişkilendirerek işverenin işçiye kullandırdığı yıllık ücretli iznin hak edilenden fazla olduğu öne sürülerek karşılığında parasal iade talep etmesinin yasal bir dayanağının olmadığı görüşündedir. Dolayısıyla işveren işçiye, avans izin kapsamında henüz hak etmediği bir yıllık izin kullandırmışsa ve eğer işçi yıllık izin mahsuplaşması yapılamadan işten ayrılmışsa, işveren fazladan kullandırdığı yıllık izinlerin ücretini geri isteyemez yönündedir. İş Hukukun işçiyi koruma ilkelerine dayanarak önerim ise söz konusu Yargıtay kararının önemli detayları belli olmadığı için, olası bir davada eğer “avans izinler tamamen geçersizdir” şeklinde yorumlanırsa, işverenlerin bu uygulamadan uzaklaşmasına ve çalışanlara hak edişten önce izin vermekten kaçınmasına yol açabilir. Böyle bir durumda işverenler, “avans izin” kararını verirken çok daha dikkatli ve temkinli davranmak zorunda olduğudur.
Bu nedenle ilerleyen dönemlerde Yargıtay’ın yeni içtihatlarla konuyu daha açık ve istikrarlı bir çerçeveye oturtması hem çalışanlar hem de işverenler açısından belirsizlikleri ortadan kaldıracak, tartışmaları da büyük ölçüde sona erdirecektir.
Kaynakça:
https://www.pwc.com.tr/https://ceis.org.tr/hukuk-yayinlari (Prof. Dr. Levent Akın)
iskanunu.com/https://legal.com.tr/blog/is-hukuku (Lütfi İnciroğlu)