Kariyer Yolculuğunda Mentorluk: Bir Dost, Bir Yatırım
Kariyer dediğimiz yolculuk, mezuniyet töreninde başlamak zorunda değil. Üniversitede ders aralarında, evde bilgisayar başında özgeçmiş hazırlarken veya “Nasıl ilerleyeceğim?” diye düşünürken çoktan bu oyunun içindeyiz. Bu ilk adımlar çoğu zaman yalnız atılıyor; insan etrafından fikir alsa da yine de kafasında bir rehber arıyor. İşte tam o sırada karşımıza çıkan mentorluk kavramı, yalnızca kurumsal dünyanın değil, bireylerin de elini güçlendiren bir araç.
İş hayatında “ustadan çıraklığa” ya da bir “abi‑abla”ya danışmak eskiden beri bildiğimiz bir pratikti. Dijital çağda ise bu ilişki kurumsal mentor programlarına, e‑mentorluk platformlarına ve kariyer koçluğuna dönüştü. Peki bu rehberlik sadece şirketlerin yetenek yönetimine yönelik bir araç mıdır? Yoksa birey olarak kariyer yolculuğumuzda en iyi yatırım olarak görülebilir mi?
Mentorluk genellikle “büyük şirketlerin işi” diye bilinir. Oysa Fortune 500 şirketlerinin neredeyse tamamı mentorluk programı uygulasa da, profesyonellerin yarısından fazlasının hâlâ bir mentor arayışı içinde olması paradoksu bizi düşündürüyor. Başka bir deyişle, dünyanın en büyük şirketlerinin benimsediği bir yöntem bireyler tarafından yeterince kullanılmıyor. Mentorluk, sektörden ve kurumdan bağımsız olarak kariyer yolunda yolumuzu aydınlatacak bir el feneri aslında.
Neden mentorluk?
Mentorluk, kariyerinin herhangi bir noktasında olan herkes için değerlidir. Çünkü kariyer yolculuğu yalnız yürümek için fazla uzun ve mentorluk, deneyimli birinin size yol haritası sunması, sizi gereksiz deneme-yanılmalardan kurtarmasıdır. Üniversite öğrencisi de olsanız, yıllardır aynı şirkette çalışıyor da olsanız; dışarıdan bir göz, kariyer planlamanızı yeniden şekillendirebilir.
İstanbul Management Journal’deki bir araştırmada, mentorluk programlarına katılan üniversiteli gençlerin kariyer seçimlerinde daha bilinçli hareket ettikleri ve belirsizliklerinin azaldığı ortaya koydu. Kurumsal dünyada mentorluk, organizasyonun büyümesine katkı sağlayan bir strateji olarak görülüyor. Gartner’ın 2006 yılında Sun Microsystems için yaptığı kapsamlı çalışmasında, mentorluk alan çalışanların terfi alma, maaş zammı ve kurumda kalma oranlarının programa katılmayanlardan belirgin biçimde yüksek olduğunu ortaya koydu. Üstelik mentorluk yapan profesyonellerin iş tatmini ve kurum bağlılığının da arttığı görülüyor. Bu veriler bize şunu söylüyor: kurum içinde güçlü bir mentorluk ilişkisi hem mentiyi(çalışanı) hem de mentoru(lideri) daha görünür ve tatmin edici bir kariyer yoluna yönlendiriyor.
Burada unutulmaması gereken nokta mentorluk sadece terfi etmek ya da maaş artışı sağlamak için değildir. Bireysel düzeyde mentorluk ilişkileri, özellikle belirsizlik ve baskı ortamlarında kişinin özgüvenini, motivasyonunu ve dayanıklılığını artırır. Farklı çalışmalar, mentee’lerin sorun çözme becerilerinin, öz-farkındalıklarının ve stres yönetim yeteneklerinin geliştiğini, ayrıca kaygı düzeylerinin azaldığını gösteriyor. Yapılan birçok araştırma mentorluk ilişkilerinin kariyer yönetimi ve beceri gelişimi üzerinde küçük ama anlamlı etkiler yarattığını ortaya koyuyor. Mentorluk, adeta kariyer yolundaki keskin virajları yumuşatan bir amortisör görevi görüyor.
Mentorluk ilişkilerinde karşılaştığımız tavsiyeler çoğu zaman sade ama ufuk açıcıdır. Mentorlar genellikle mentee’lerinin hedeflerini netleştirmesini, kendini ve yetkinliklerini geliştirmek için eğitimlere ve projelere zaman ayırmasını önerir. Çeşitli çalışmalar, mentorluk sürecinde verilen bu geri bildirim ve tavsiyelerin, mentee'lerin kariyer hedeflerini netleştirmelerine ve becerilerini geliştirmelerine yardımcı olduğunu göstermektedir. Bu tür yönlendirmeler, hem kişisel gelişim programlarına katılmayı teşvik eder hem de profesyonel ağımızı genişletmemize yardımcı olur. Böylece mentorluğun sunduğu ayna, bireyin güçlü ve zayıf yönlerini fark etmesine ve bunlar üzerinde çalışmasına fırsat tanır.
Mentor olmak da bir öğrenme yolu
Mentor olmak da başlı başına bir gelişim fırsatı. Araştırmalar, mentorların iş tatmini ve kurum bağlılığının artığını, yeni nesille çalışmanın onları genç tuttuğunu gösteriyor. Birini yönlendirmek, aslında kendi deneyimlerinizi gözden geçirme ve değerini anlama süreci. Kendi kariyerinin hangi dönemeçlerinde neler yaşadığını hatırlamak bile, mesleki körlükleri azaltabiliyor. Deneyimlerini paylaşan bir mentor, bir yandan da kendini yeniler; bildiklerini düzenler ve yeni neslin bakış açısını keşfeder. Bu süreç, öz-eleştiri ve kişisel gelişim için güçlü bir araçtır.
Son söz: Dostluk, öğrenme ve yatırım
Mentorluk ilişkisini belki de en iyi bu üç kelime anlatıyor. Bu bir dostluk ilişkisi; çünkü iki insan arasında samimiyete, güvene ve paylaşma isteğine dayanıyor. Bu bir öğrenme modeli; mentor tecrübesini aktarıyor, mentee yeni yollar keşfediyor ve her iki taraf da birbirinden bir şeyler öğreniyor. Ve son olarak bu bir yatırım; çünkü zaman ve çaba gerektiriyor ama geri dönüşü hem kişisel hem de profesyonel hayatınızda yankı buluyor.
Kariyer bir oyun alanıysa, mentorunuz saha kenarındaki koçtur. Gözlemlerim ve araştırmalar, mentorluk alan kişilerin yolculuklarını daha bilinçli ve özgüvenli sürdürdüklerini gösteriyor. Kariyer yolculuğunuzda hangi aşamada olursanız olun, bir mentora ulaşmayı veya kendi deneyiminizi paylaşarak bir mentiye destek olmayı düşünün. Göreceksiniz, bu yolculuk tek başına yürümek zorunda olmadığınız kadar keyifli ve anlamlı.
Mentorluk süreçlerini bireyler ve kurumlar için daha erişilebilir kılmak isteyen bir platform arıyorsanız, www.mobimenti.co ‘ya göz atabilirsiniz.
Güneş Adıgüzel
Founder of Mobimenti