İş Sözleşmesi Özgürlüğü ve Sınırları

İş Sözleşmesi Özgürlüğü ve Sınırları

İŞ SÖZLEŞMESİ ÖZGÜRLÜĞÜ VE SINIRLARI 

 

  Türk borçlar hukukunun temellerinden biri olan sözleşme özgürlüğünün; sözleşme yapıp yapmama, sözleşmenin karşı tarafını seçme, sözleşmenin içeriğini, tipini ve şeklini belirleme, sözleşmenin içeriğini değiştirme ve sözleşmeyi ortadan kaldırma gibi ilkeleri benimsemektedir. Türk Borçlar Kanunu’nun “Sözleşme özgürlüğü” adı altında 26. maddesinde, bir sözleşmenin içeriğinin, sözleşmenin taraflarınca kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirlenebileceği şeklinde düzenlenmiştir. Verilen hüküm sonrasında, TBK m. 27/1’de kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmelerin kesin olarak hükümsüz olduğunu mevzuatta belirtmiştir. 

  “Sözleşmenin içeriği” adı altında düzenlenen bu hükümler (TBK m. 26-27) şuna dikkat çekmektedir ki; sözleşmenin içeriğini belirleme özgürlüğü hukukumuzun temel bir ilkesi olarak sayılmasına karşılık; aynı şekilde kişi hak ve özgürleri gereğince TBK 27. Maddesinde bu özgürlüğe getirilen bir kısıtlamadır.  

 Bu kısıtlamalar İş Sözleşmesi Özgürlüğü ve Sınırları kapsamında incelenecek olursa, ilk olarak: 

 

  • Çıkarılanların yeniden işe alınmaları 

Eğer ki örgüt bütünüyle faaliyetlerine son verirse, işveren durumu en az otuz gün önceden ilgili bölge müdürlüğüne ve Türkiye İş Kurumuna bildirmek ve işyerinde ilan etmekle sorumludur. İşveren işçi çıkarmanın sonucunda; altı ay içinde aynı nitelikteki iş için tekrardan işçi almak isterse, niteliklere uygun olanları tercihen işe çağırabilir (İş K, m. 29/VI). Bu hükme aykırılık hali ile ilgili olarak Kanunda hukuki bir yaptırımdan söz edilmemiş, sadece para cezası hükmüne yer verilmiştir. 

 

  • Engelli ve eski hükümlü işçi çalıştırma zorunluluğu 

İşverenler, elli veya daha fazla işçi çalıştırdıkları özel sektör işyerlerinde yüzde üç engelli, kamu işyerlerinde ise yüzde dört engelli ve yüzde iki eski hükümlü işçiyi meslek, beden ve ruhi durumlarına uygun işlerde çalıştırmakla yükümlüdürler. Aynı il sınırları içinde birden fazla işyeri bulunan işverenin bu kapsamda çalıştırmakla yükümlü olduğu işçi sayısı, toplam işçi sayısına göre hesaplanır. Bu kapsamda çalıştırmadığı her işçi için para öder. 

 

  •  Maluliyeti sona eren işçileri çalıştırma 

Bir örgütte, malulen ayrılmak zorunda kalıp da sonradan maluliyeti ortadan kalkan işçilerin eski işyerlerine alınmalarını istemeleri durumunda, işveren bu kişileri eski işleri ya da benzeri işlerde boş yere varsa derhal, yoksa da uygun bir zamanda başka bir aday yerine o kişiyi tercih ederek almak zorundadır. Aranan koşullar bulunduğu halde işveren iş sözleşmesi yapma görevini yerine getirmezse, işçiye altı aylık ücret tutarında tazminat öder. 

 

  •  Askerliği veya kanuni ödevi bitirenlerin tekrardan işe alınmaları 

Askeri veya kanuni ödev dolayısıyla işinden ayrılmak durumunda kalan kişiler, görevlerinin sona ermesinin ardından iki ay içinde işe girmek istediklerinde, işveren bu kişileri uygun pozisyon ve zaman dilimi olduğunda işe alma mecburiyetindedir. Koşullar uygun olduğu taktirde; işveren iş sözleşmesi yapma yükümlülüğünü yerine getirmezse, eski işçiye üç aylık ücret tutarında tazminat öder. 

 

  •  İşyeri hekimi ve iş güvenliği elemanı çalıştırma 

İşveren; belirli koşullarda, işyeri hekimi ve işyerinde çalışanlar arasından görevlendirme olanağı bulunmayan durumlarda iş güvenliği ile görevli mühendis veya teknik eleman çalıştırmakla görevlidir. (İş Kanunu, madde 81) 

 

  • İşçi Kuruluşlarında Yönetim Görevi Biten İşçiyi Çalıştırma Zorunluluğu 

Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 23. Maddesi gereğince; işçi kuruluşlarında yönetici olduğu için çalıştığı işyerinden ayrılan işçinin iş sözleşmesi askıda kalır. Yönetici isterse, işten ayrıldığı tarihte iş sözleşmesini bildirim süresine uymaksızın veya sözleşme süresinin bitimini beklemeksizin fesheder ve kıdem tazminatına hak kazanır. Yönetici, yöneticilik süresi içerisinde iş sözleşmesini feshederse kıdem tazminatı fesih tarihindeki emsal ücret üzerinden hesaplanır. (STİSK m.23/1) İşveren belirtilen tarihinden itibaren bir ay içerisinde bu kişileri o andaki şartlarla eski işlerine veya eski işlerine uygun bir diğer işe başlatmak zorundadır. 

 

 Sözleşme yapma özgürlüğü, sosyal düşüncelerle İş Kanunu kapsamında belirli çizgiler ile sınırlandırılmış ve bazı durumlar için “sözleşme yapma zorunluluğu” getirilmiştir. Ayrıca mevzuat içerisinde, sözleşme yapma özgürlüğünün kötüye kullanılmaması; kişi hak ve özgürlüklerinin korunması adına sınırlamalar getirilmiştir. Bu sayede iki tarafın da yasal hak ve özgürlükleri korunup, iş yaşamı güvence altına alınmıştır.