Biz Size Neden Güvenelim ?

Biz Size Neden Güvenelim ?

BİZ SİZE NEDEN GÜVENELİM ?

Türkiye’de iş hayatı kamu sektörü ve özel sektör diye ikiye ayrılır. Her ikisi de iş kanunlarına tabidir.

  • 1936 yılında 3008 sayılı iş kanunu,
  • 28.07.1967 yılında 931 sayılı iş kanunu,
  • 25.08.1971 yılında 1475 sayılı iş kanunu
  • 10.06.2003 yılında 4857 sayılı iş kanunu yürürlüğe girmiştir.

Günümüzde insan kaynakları profesyonellerinin yaşadığı en büyük sorun “çalışan ve işveren arasında bir köprüdür” tanımı ve mantığından uzaklaşılamamasıdır. Bilgi eksikliği ve güven nedeni ile çalışanlar ne yazık ki bu durumu sorun olarak görüyor. Bu alanda Türkiye’de incelenen tüm radikal durumlarda İnsan Kaynaklarının acilen bir çözüm ihtiyacı kanısına varılmış ve ani bir değişiklikten söz edilmiştir. Tabi toplum olarak hepimiz çok farklı düşünce ve tercihler içinde olduğumuzdan dolayı da birbirimizle konuşacak veya tartışacak birçok konu olabiliyor. Bu yüzden geleceğe yönelik adımlarda olası değişiklikler göz önüne alınması şartı ile süreç yoluna gidilmesi gerekiyor. Sonuç olarak dünya değişiyor, Türkiye değişiyor.

Türkiye’de uluslararası birkaç işletme dışında İnsan Kaynaklarının gereklerini tam anlamı ile yerine getiren bir yapı mevcut değil. Hatta çoğu işletme maalesef İnsan Kaynaklarını Departmanını ekstra bir maliyet olarak bile görüyor. Ne yazık ki İnsan Kaynakları Departmanı Türkiye’de üvey evlat muamelesi görüyor. Oysaki doğru düşünüldüğünde üvey evlat olarak görülen bu Departman işletmelerde; İşe alma ve Yerleştirme, Eğitim ve Geliştirme, İş ve İş gören Değerleme, Bordrolama işlemleri, Çalışma ve Güvenlik işlevleri ve daha birçok sayacağımız işlevler gibi işletmenin her türlü faaliyetini kapsayan en önemli Departmandır. Aksine bir maliyet yükü değil, Motivasyon faaliyetlerini düzenleyen, bağlılığı sağlamaya çalışan ve hatta işletmeyi kara geçirebilecek etkinlikler düzenleyen tek Departmandır.

Peki hal böyle olunca İnsan Kaynaklarına güven duygusu ne durumda?

993 katılımcının olduğu bir ankete çalışanların, % 47’si hayal kırıklığına uğradığını, 37’sinin İnsan Kaynaklarının kendilerinden ziyade şirketin savunuculuğunu yaptığını düşündüğünü söylüyor. Sorunlarını başka bir yöneticiye veya yakın iş arkadaşlarına söylemeyi tercih ediyorlar. Hatta çoğu çalışan maalesef susmayı, hiçbir şey yapmamayı tercih ediyor. Ne yazık ki araştırmalar, yapılan bu tür anketlerde sonuçların böyle olduğunu gösteriyor bizlere. Peki gerçekten öyle midir? Elbette haklı tarafları kesinlikle vardır. Ancak bu durumu tüm İnsan Kaynakları Departmanında çalışanlarına mahal edemeyiz. Çünkü gerçekten çok doğru şekilde hakları savunan, bozuk bir sistemi eleştiren, işverene doğru ve gerçek bilgileri veren İnsan Kaynakları çalışanları da var biliyorum.

İnsan kaynakları alanında çalışan herkesin bu sonuçlara ve burada ders alması gerektiğine inanıyorum. Bizler insan odaklı çalışan lider ruhlu, doğru iş ahlakı ile hem çalışanları hem de işletmeleri yönetebilir, huzuru, bağlılığı ve iş yapmayı sevdirip, başarabiliriz. Burada elbette güven vermeliyiz. Güvensiz bir ortamda sevgiden, saygıdan, huzurdan ve mutluluktan bahsedemeyiz. Bunun için yapacakları özetlemek gerekirse çalışanlara rahat, güvenli bir ortam yaratmakla başlayabiliriz. Riskleri göze alıp küçük, büyük demeden çalışan pozisyonuna bakmadan tüm sorunlarla ilgilenmeliyiz. Çalışanlar sorunlarını dile getirirken kendilerini rahat hissetmeli. Çalışanlara sadece İnsan Kaynakları Departmanında çalışan yöneticiler olduğunuzu göstermeyeceksiniz. Koçluk, Mentorluk doğru arabulucu ve iyi bir lider olduğunuzu da göstereceksiniz. UNUTMAYINIZ Kİ İŞLETME İÇİNDE ÇALIŞANLARDAN TEK FARKINIZ POZİSYONLARINIZDIR. Sizi ayıran durum bu. Belki şu an sizlere sorunları paylaşmak için gelmiyor olabilirler fakat siz bunu doğru yaptığınızda emin olun geleceklerdir. Ve sonuçlarını gözle görülür bir şekilde hissedip göreceksiniz. Zaten bu durum emin olun işletmeye de her anlamda fayda sağlayacaktır.

İnsan Kaynakları alanında çalışan değerli meslektaşlarım;

Şunu rahatlıkla söylüyorum. İnsan kaynaklarına olumsuz bakışı ve düşünceyi değiştirip itibar kazanmamız gerekiyor. Hem işletmelere hem çalışan arkadaşlarımızda fayda sağlamamız gerekiyor. Doğru bir sistem kurup, iyi bir lider olmamız gerekiyor. Bunları yaptığımız takdirde inanın ilk siz memnun olacaksınız.

Değerli çalışanlar;

Son 30 yıl içinde yapılan araştırmalarda duygusal ve riskli konularda genelde sustuğunuz söyleniliyor. Elbette iş hayatında konuşacak çok konu vardır, konuşamayacak konu da vardır. Bizlere inanın, bizlere güvenin ve sorunlarını bizlerle paylaşın. Susmayın lütfen konuşun. Sorunlar konuşularak giderilir.

Değerli okuyucularımız

Hepimiz her yerde konuşuyoruz. Sorunlarımızı dile getiriyoruz. Sizlere olabildiğince İnsan Kaynaklarını anlatmaya çalıştım. Bir değişim içinde olduğunu, ani bir değişim olması gerektiğini dile getirdim. Yapılan anketler, araştırmalar ortada. İnsan kaynaklarının neleri yapabileceğine hem işletmeye hem çalışana nasıl fayda sağlayabileceğine değindim. İnsan kaynakları günümüzde kesinlikle tartışmasız en önemli Departmandır, Alandır, Birimdir. Hatta üzülerek bunu söylemek istiyorum ki ülkemizde böyle bir bakanlık yok ve acilen kurulmalı. Bizler sorunlarımızı konuşmalıyız, susmamalıyız. Susturulmamalıyız. Canla başla kendimiz için işletmemiz için ülkemiz için çalışmalıyız. Unutmayın ki bir sen daha yok. En önemli olan insandır. Yani sensin. Hadi gelin kendimizden başlayarak gelecekteki nesillere kadar ani ve güzel bir değişim yaşayarak mutlu olalım.

Mutlu, huzurlu, güzel ve umutlu yarınlara…

 

KAYNAK :

https://hbrturkiye.com/blog/ik-calisanlarin-guvenini-nasil-kaybetti-ve-nasil-geri-kazanabilir