KADINLAR GÜNÜ MÜ?
Dün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günüydü. 166 yıl önce ABD’de başlayan kadınların iş hayatındaki savaşı bugün tüm dünyada halen daha devam ediyor. Kadınların iş hayatında yaşadıkları zorlukların derecesi ise özellikle ülkemizde günden güne artmaktadır. 8 Mart, tüm insanlar için özel anlamları olan değerli bir tarih. Çünkü ayrımcılığa uğrayan, hakları yenilen kadınların sessiz kalmadığı direndiği, canlarıyla bedeller ödediği bir tarihin simgesi. Ancak bugün bu iş biraz şova dönüşmeye başlamadı mı? Geçmişte işverenler tarafından sömürülen kadın işçilerin, bugün işverenler tarafından sürekli reklamlarının yapılarak değerli gösterilme çabası, aslında kurumların kurumsal bir marka yaratmak için kullandığı araç olmadı mı? (Kadın çalışanlarının haklarını koruyan firmaları tenzih ediyorum)
8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve firmalar her zaman ki gibi görsellerle, videolarla veya afili cümlelerle “Biz şu kadar kadın istihdam ettik, şirketimizde bu yıl bu kadar kadın terfi aldı, kadın yönetici oranımızı yüzde şu kadar yükselttik” gibi reklamlar yapıyorlar. Bu firmalardan bir tanesini az önce gördüm ve dayanamayıp bu paylaşımı yapmaya karar verdim. Çünkü günlerdir kendimi bu firmaya karşı zor tutuyordum. Ama artık dayanamayıp sizlere yaklaşık 2 hafta önce yaşanan bir olayı anlatmak istiyorum.
Yakın tanıdığım olan bir kadın arkadaşım, malum firmaya büyük umutlarla yaklaşık 2 ay önce İnsan Kaynakları Uzmanı olarak işe başladı. Kendisi dışında, departmanında İK müdürü dâhil 6-7 kişi daha vardı. Kısa zaman içerisinde, İK müdürünün ciddi bir öfke kontrolü problemi olduğunu gördü. Bu adam sinirlendiğinde herkesin içerisinde personeline bağırıp rencide eden, onur kırıcı cümleler kullanmaktan çekinmeyen, hakaretler edebilen, hatta bir seferinde ekibinden birisine kızıp, sinirden odanın kapısının kolunu kırabilecek boyutta… Bunlar dışında iş ve özel yaşam dengesine önem vermeyen, sırf genel müdüre yaranmak için mesai saatleri dışında geç saatlerde sürekli olarak raporlar isteyen ve kadın arkadaş bunu yöneticisine söylemiş olmasına rağmen ısrarla bu tavrını sürdüren, çalışanların bir isteği olduğunda sadece kendi menfaatlerini düşünen ve kesinlikle empati kuramayan bir yönetici. Tanıdığım bu kadın arkadaş bana bunların hepsini zaman ve mantık silsilesi içerisinde anlattığı için konuya hakimim ancak bu yazdıklarım daha başlangıcı… Çünkü yazamadığım birçok olay daha var. Arkadaşım ve diğer çalışanlar ciddi anlamda müdürlerinden korktuklarını ve kısa zaman içerisinde özgüvenlerini yitirdiklerini fark etmeye başladılar. Kadın arkadaşım yöneticisinin yapmış olduğu son bir kaba davranışın ardından ağlayarak işten ayrılmaya karar vermiş ve bu durumu benimle paylaşmıştı. Ben ise kendisine “sessiz bir şekilde çıkmamasını, yaşadıklarını güzel bir dil kullanarak şirket üst yönetimine (firmanın 3 ortağı var, hepsi kardeşler ve 1 tanesi genel müdür), İK Müdürüne ve çalışma arkadaşlarına tüm yaşadıklarını mail üzerinden anlattıktan sonra istifa etmesini söyledim. Kendisi de hafta sonu İK Müdürü ile yaşadığı olaydan sonra kendisine dediğim gibi bir mail attı. Ne oldu dersiniz? Genel müdür maili yanıtla yapıp arkadaşıma ve İK Müdürüne “Neden yönetim kurulunu da eklediniz?” Diye bir cevap attı. Kadın tanıdığım kişi maile cevap vermedi. Ardından Genel Müdür tümünü yanıtla yaparak arkadaşıma ithafen; onu şirkete ve müdürüne zarar vermek ile suçladı, müdürünün en büyük hatasının arkadaşımı işe alması olarak değerlendirdi. Şaka gibi ama gerçek! Ardından İK Müdürü bir avukatı CC ‘ye ekleyerek “Şahsına iftira atıldığını” söyleyerek kendisinden şikâyetçi olduğunu ve işlem başlatmak istediğini yazdı. Pişkinliğin bu kadarına da pes! Öncelikle bu tipleri iyi tanıyan birisi olarak ne yapmaya çalıştıklarını çok iyi biliyordum. Kadın arkadaşımı korkutmak ve özür diletmek istiyorlardı. Ama bilmedikleri şey elimizde tüm olayların delilleri mevcuttu. Üstelik bir hukuk ülkesinde yaşadığımızı biliyor, haklarımızın bilincinde ve tanıdığımız çok iyi hukukçular vardı. Onlarında destekleriyle bir mail de kadın arkadaşım attı ve muhatap olarak kendi avukatıyla iletişime geçebileceklerini söyledi. Bundan sonra başka mail atan olmadı. Ama işin en can alıcı noktaları bundan sonra başladı.
İK Müdürü kadın arkadaşımı eşine Linkedin’den anlamsız bir şekilde bir mesaj atıyor ve “Eşiniz bana iftira attı, kendisinden davacı olacağım” diye sitemde bulunuyordu. -Ne alaka? Diye soracaksınız. Ama kendisinin öfke problemi olduğunu sizlere söylemiştim. Arkadaşımın eşini de yönlendirmem ile en yakın adliyenin konumunu İK Müdürüne gönderdik. Daha sonra iftiraya uğrayan, masum İK Müdürü, kadın arkadaşımı ve eşini engelledi. Bu arada ekipte ki kimseden bir cevap çıkmadı. Olaydan sonra ilk iş günü (pazartesi), İK müdürü sabah tüm ekibe bağırıp “beni neden savunmadınız, çalışan çalışsın çalışmayanlar gitsin, ben böyleyim” gibi söylemlerle çıkışmış, aynı zamanda kadın arkadaşım için “ona İstanbul’u dar edeceğim, hiç bir yerde iş bulamayacak” gibi sözlerle alenen tehdit etmiş, ardından takıntılı olduğu bir başka kadına “Sizinle de bundan sonra çalışmıyorum” diye herkesin içinde bağırıp kovmuştur. Bu olaylara dayanamayan ekipte en kıdemli başka bir kadın çalışan, Genel Müdüre gidip tüm olanları anlatmış, işten ayrılan kadın arkadaşım için söylediklerinin hepsinin doğru olduğunu vurgulamıştır. Daha sonra bu konu karşısında şaşıran by Genel Müdür, tüm ekiple görüşmek istediğini söylemiş ve görüştükten sonra tüm ekibin, İK Müdürüne karşı şikâyetlerini duymasıyla bir danışman çağırmaya karar vermiştir. Danışman gelip tüm İK ekibiyle görüşmüş, tüm ekip şikâyetlerini açık bir şekilde anlatmıştır.
VE KARAR… İK Müdürü işe devam etti! Onu şikâyet eden kadınlardan 3 tanesi daha ya işten çıkarıldı ya da istifa etmek zorunda kaldılar. Toplamda 4 kadın bu sebepten işten ayrıldı. Yakın geçmişte bu adam yüzünden ayrılanları saymıyorum bile. Şimdi bu firmaya bakıp gerçekten acıyorum. Sizin adınıza ben UTANIYORUM. Neden biliyor musunuz? Sizin gibi beceriksiz, iş bilmez, kendi menfaatinden başka kimseyi düşünmeyen insan müsveddeleri yüzünden insanlar işlerinden geleceklerinden oluyorlar. Daha size söylemek istediğim onca laf olmasına rağmen söylemeyeceğim. Çünkü siz bunu idrak edebilecek şahsiyette ve karakterde değilsiniz. Ama bizler her zaman haksızlık karşısında ses çıkarmaya devam edeceğiz. Sizler ne kadınlara yapılan haksızlıklara ne de benim gibi insanları asla susturamayacaksınız.
Kadınlar gününüz kutlu olsun…
Bu Yazıyı Paylaşın
Son Yorumlar