Eyvah! Tutamıyorum Zamanı!

Gerek iş hayatımızın temposu gerek sosyal hayatımızın yoğunluğu derken ‘hiçbir şeye yetişemiyorum’ cümlesi birçok kişiden duyduğumuz bir olgu haline geldi. Zamanı doğru şekilde kullanamadığımız için yetiştiremediğimiz işler birikerek zamanla bir dağ haline geliyor. Kendini kanıtlamış ve hedeflerine ulaşmış birçok kişinin ortak yönü nedir diye sorarsak muhtemelen zamanı efektif kullanma becerisi cevabıyla karşılaşacağız. Yaptığımız en büyük hatalardan biri, bir iş ile meşgul olurken farklı işlere de ilgimizin kayması. Haliyle birçok işe yetişmeye çalışırken günün sonunda aslında hiçbir işi tam anlamıyla bitiremediğimizi fark ettiğimiz o an. Vaktimiz sınırlı ama yapılacak işler gerçek manada sınırsız. Elbette herkesin zamanı kullanma ve algı biçimi farklıdır. Fakat gün doğduğunda hepimizin bakiyesine 24 saat süre yatar ve bunu nasıl kullandığımız tamamen bize kalmış durumdadır. Bir de bu süreci daha da zorlaştıran zaman vampirlerine sahibiz, her ne kadar istemesekte birçok insan bundan etkileniyor. Peki nedir bu zaman vampirleri ? Beklenmedik zamanda gelen misafirler, içinden çıkamadığımız sosyal medya, düzensizlik, stres ve kararsızlık bu listeyi böyle enine boyuna uzatabiliriz. Ve bu noktada işe başlarken dürtüsellik duygumuzu bir kenara bırakmak bir zorunluluk haline geliyor. Yapılacak işleri ertelemek zaman yönetiminin en önemli hatasıdır. Kişi ‘ya ben bu işi sonra da hallederim’ dediğinde o işi yapmış ya da o işten kurtulmuş sayılmıyor, hatta teslim tarihi yaklaştıkça sürece verilen önem azalıyor, hatalar artıyor ve sonuç olarak yaptığımız işi verimsiz hale geliyor. Neleri yapmayacağımızı içimizde sindirdikten sonra gelin biraz da neleri yapmamız gerektiğine değinelim. Sağlıklı bir uyku düzenine sahip olmak ve yol haritası çıkararak hareket etmek gün içerisinde birçok şeyi verimli ve sorunsuz bir şekilde halletmemize olanak tanıyacaktır. İşte bu noktada zamanı ve yapacaklarımızı en iyi şekilde planlamak, yaptığımız işi hakkıyla yaparken bir yandan da enerji düzeyimizi korumamıza yardımcı olacaktır. Birçok kişi hayır demekten imtina ediyor fakat gerektiği zamanlarda hayır cevabını verebilmekte zamanı etkili kullanma yöntemlerinin başında geliyor. Sadece iş hayatında değil sosyal hayatta da zamanın değerini bilerek yaşamamız gün içerisindeki aktivitelerimizi de sorunsuz ilerletmemizi sağlayacaktır. Uzun soluklu işlerde kısa molalar vermek daha sağlıklı bir odağa sahip olmamızı sağlar ve dikkat dağınıklığını engeller. Bu bağlamda Pomodoro Tekniği kullanılabilecek materyallerden birisidir, bu teknik 25 dakikalık çalışma ve 5 dakikalık molaları oluşturan periyoda verilen isimdir. Zamanı doğru şekilde yönetme konusunda destek alabileceğimiz başka sistemlerde mevcut. Örneğin, işlerimizi planlama konusunda Eisenhower Matrisi’ni kullanabiliriz, işlerimizi aciliyet – önem sınıflandırması yaparak önceliklendirebiliriz. Parkinson Prensibi de kullanabileceğimiz metotlardan birisidir. İşi bitirmek için gereken zaman, sahip olduğumuz zamanla elbette aynı değildir. Ve insan doğası gereği bir işi bitirmek için ne kadar uzun zamana sahipse, işi bitirme süresi de buna paralel şekilde uzayacaktır. Bu noktada  hangi iş için ne kadar vakit harcayacağımızı işe başlamadan önce belirlemek zaman kayıplarını en aza indirmemizi sağlayacaktır. 

Zaman kavramı her ne kadar göreceli bir kavramda olsa elbette herkes için değerlidir. Zamanı iyi yönetmek için işe bahanelerimizden kurtularak, basit ve önem arz etmeyen alışkanlıklarımızı gözden geçirerek başlayabiliriz. Unutmamalıyız ki, zamanı iyi kullanmakta bizim elimiz de kötü kullanmakta.

Bu Yazıyı Paylaşın